DEVAM: 10- KÖLELERE (VE
CARİYELERE) İYİLİK ETMEK, ONLARA İYİ DAVRANMAK BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ وَعَلِيُّ
مُحَمَّدٍ،
قَالاَ:
حدّثنا إِسْحَاقُ
بْنُ
سُلَيْمَانَ
عَنْ
مُغِيرَةَ بْنِ
مُسْلِمٍ،
عَنْ
فَرْقَدٍ
السَّبَخِيِّ،
عَنْ مُرَّةَ
الطَّيِّبِ،
عَنْ أَبِي بَكْرٍ
الصِّدِّيقِ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه وسلم
((لاَ
يَدْخُلُ
الْجَنَّةَ
سَيِّءُ الْمَلَكَةِ))
قَالُوا: يَا
رَسُولَ
اللهِ! أَلَيْسَ
أَخْبَرْتَنَا
أَنَّ هذِهِ
الأُمَّةَ
أَكْثَرُ
الأُمَمِ
مَمْلُوكِينَ
وَيَتَامَى؟ قَالَ
((نَعَمْ
فَأَكْرِمُوهُمْ
كَكَرَامَةِ
أَوْلاَدِكُمْ.
وَأَطْعِمُوهُمْ
مِمَّا
تَأْكُلُونَ)).
قَالُوا:
فَمَا يَنْفَعُنَا
فِي
الدُّنْيَا؟ قَالَ
((فَرَسٌ
تَرْتَبِطُهُ
تُقَاتِلُ
عَلَيْهِ فِي
سَبِيلِ اللهِ.
مَمْلُوكُكَ
يَكْفِيكَ.
فَإذا
صَلَّى، فَهُوَ
أَخُوكَ)).
في الزوائد:
في إسناده
فرقد السبخيّ.
وهو، وإن وثقه
ابْنِ معين في
رواية، فقد
ضعفه في أخرى. وضعفه
البخاريّ
وغيره.
Ebu Bekr-i Sıddık
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Mülkiyet altındakilere kötü davranan kimse cennet'e giremeyeek.» buıyurdu.
Sahabiler: Ya Resulallah! Memluk olanları ve yetimleri en çok bulunan ümmetin
bu ümmet (yani senin ümmetin) olduğunu sen bize haber vermedinmi ? dediler.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Evet, artık evladınıza değer
verdiğiniz gibi onlara da ikramda bulununuz ve yediğiniz yemeklerden onlara da
yediriniz.» buyurdu. Sahabiler: Peki memluk bize dünyada ne menfaat sağlar?
dediler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bağlayıp beslediğin at
üstünde Allah yolunda savaşırsın. Senin memlükün senin ihtiyacını giderir.
Namaz kıldığı zaman artık o senin kardeşindir.» buyurdu.
Not: Zevaid'de
şöyle söylenmiştir: Bunun senedinde Ferkad es-Sebehi vardır. İbn-i Main onu bir
rivayette güvenilir saymış ise de, diğer bir rivayette onu zayıf saymıştır.
Buhari ve başkası da onu zayıf saymışlardır.
AÇIKLAMA: Ebü Zerr (r.a.)'ın hadisini Tirmizi ve Ebü Davud ile Ahmed de rivayet
etmişlerdir. Avnü'l-Mabud yazarının beyanına göre Nevevi bu hadisin izahı ile
ilgili olarak: Kölelere - eariyelere efendisinin yediği yemekten yedirmek ve
giydiğielbiseden giydirmek emri müstehablık anlamma yorumlamış olup vaciblik
için değildir. Bu hususta müslümanların iema'ı vardır. Efendiye vaeib olan şey,
köle ve cariyesinin nafakasmı memleketin ve şahısların sosyal durumuna, örf ve
adete göre vermektir. Bu ölçüye göre verilen nafaka ister efendinin nafakası
gibi olsun, ister onünkinden aşağı veya yukarı olsun fark etmez. Hatta efendi,
cimriliğinden veya sofuluğundan dolayı kendi nafakasını emsalinin
nafakasına,nazarı;m kısarsa, kölesinin veya cariyesinin nafakasını kısamaz ve
onları kendi nefsine uyduramaz. Meğer ki kölesinin ve cariyesinin nzası ola,
demiştir.
Ebu Bekir
(r.a.)'ın hadisi Zevaid nevindendir. Tirmizi bunun yalnız; ........ cümlesini
rivayet etmiştir. Bu hadis de köle ve cariyeye ikramda bulunmayı emretmiştir.
Bu emir Nevevi'nin dediği gibi müstehablık içindir.
Bu babın
hadislerinde köle ve cariyenin efendisinin kardeşi olduğu bildirilmektedir. Bu,
din kardeşliği anlamında veya bütün insanların Adem (a.s.)'ın neslinden olması
itibariyle olabilir. o